Haber

Deprem bölgesinde 44 eczacı hayatını kaybetti, 1200 eczane yıkıldı veya ağır hasar gördü

Türk Eczacılar Birliği (TEB) merkez komite üyesi Osman Özdemir, deprem bölgesinde 44 eczacının hayatını kaybettiğini, 1200 eczanenin yıkıldığını veya ağır hasar gördüğünü açıkladı. Bölgede 25 çadır ve 1’i kamyon olmak üzere konteyner eczane kurduklarını belirten Özdemir, eczacıların eczanelerini yeniden açmaları için konteyner desteği istedi.

TEB merkez komite üyesi Osman Özdemir, 11 ili etkileyen deprem bölgesinde 44 eczacının hayatını kaybettiğini, 1200 eczanenin ağır hasar nedeniyle yıkıldığını veya açılamadığını söyledi. Özdemir, TEB olarak deprem bölgesinde biri kamyon olmak üzere toplam 25 çadır veya konteyner eczane kurduklarını ve vatandaşlara ilaç hizmeti verdiklerini kaydetti. Sahada ilaç ve eczacılık hizmetlerinde bir uyumsuzluk olduğunu ifade eden Özdemir, “TEB ve Sağlık Bakanlığı’nın bunu birlikte hızlı bir şekilde gerçekleştirmesi faydalı olacaktır. Bu anlamda ilaçsız kalmadık.Sağlık Bakanımız da tarlada ilaçsız kimseyi bırakmadığımız konusunda ısrar ediyor.’,haklı.Biz birlikte kimseyi ilaçsız bırakmadık.Buradaki asıl etken eczaneleri yetiştirmektir. , Eczanelerin doğru ve sürdürülebilir bir şekilde devam etmesi için.Daha şimdiden diğer illerdeki eczanelerimizi yavaş yavaş kapatmaya başladık.Muhtemelen tır eczanemiz bu tarafa gelecek Hatay Türkiye’de bu sistemin kurulması biraz zaman alacak gibi ama ben İnşallah en kısa zamanda kuracağız” dedi.

ECZACILAR İLAÇLARI BIRAKMIYOR Hatay Eczacılar Odası Başkanı Sedat Aközcan da Hatay’da 650 civarında eczane bulunurken depremde 21 eczacının hayatını kaybettiğini, en büyük yıkımın Antakya, Defne, Samandağ’da yaşandığını kaydetti. , Kırıkhan ve İskenderun. Antakya, Defne ve Samandağ’da neredeyse hiç eczane kalmadığını ifade eden Aközcan, “Kırıkhan’da da çok az eczanemiz kaldı. Antakya’da 212 eczanemiz vardı, 9 tanesi ne yazık ki ayakta kaldı. İskenderun’da biraz azaldı ve toparlanmaya başladılar.Bu ilçelerde neredeyse tamamı yıkılmış olduğu için eczane hizmetine başlayamadık.Buradaki tüm hizmetler TEB koordinasyonunda Türkiye’deki eczacıların gönderdiği ilaçlarla yürütülüyor. .Çalışanların hepsi farklı illerden gönüllü eczacılar 3-4 günde bir değişim oluyor.Buradaki yaşam şartları çok zor olduğu için 7/ 24 eczacımız burada halkımızı ilaçsız bırakmıyor.Bulamazsak ilaçsız bırakmıyor. ilaç, TEB’e yazıyoruz. Gerekirse parayla alıp vatandaşa veriyoruz. Ama bu sürdürülebilir mi, ne kadar sürdürülebilir” diye konuştu. Sadece konteyner eczanenin açılabileceğini ifade eden Aközcan, “Burada devletin kliniklerinin protokollü reçete yazması gerekiyor. Eczacının fiilen tüm mal varlığını ve varlığını kaybettiğine dair resmi reçete yazacaklar ve resmi reçete yazacaklar.” tekrar ayağa kalkması için protokol ile aktif hale gelmesi gerekiyor.Ama şimdi tam olarak gelmedi.Sağlık Bakanlığı izin verecek ve SGK ile koordineli çalışması gerekiyor.Mesela dan doktor geldi. İstanbul Kartal Devlet Hastanesi ve reçetesinin geçmesi için sisteme tanımlanması gerekiyor.Bir an önce sağlanmalı ki ‘Bu noktalarda doktorlar çalışıyor, poliklinik servisleri var, vatandaş geliyor’ demem gerekiyor. , burada eczane açarsan ayağa kalkarsın’ zaten bizim bütün eczaneleri açmamız mümkün değil ama en azından halka hizmet edecek kadar eczane açmamız lazım.” SAMANDAĞ’DA 2 ADET DURUMDA ECZANE

Samandağ’da eczanesi ağır hasar gören Eczacı Erkan Düzce, TEB’in konteyner eczanesinde isteyerek hizmet veriyor. Samandağ’daki 46 eczaneden sadece 2’sinin ayakta kaldığını belirten Düzce, “Buraya konteyner eczane tahsis edilmesi için yetkililerle görüştük. Ne kadar istesek de burada maalesef çok fazla ilaç yok. kalemler gelip tükeniyor.İşte mutlaka.Ücretsiz eczanelerimizi devreye sokmamız lazım.Eczacılar bu konuda kap alacak durumda değil maalesef çoğumuz önemli bir yıkım yaşadık ve yetkililerin bu konuda adım atmasını bekliyoruz. Talebimiz, kendi eczanelerimizin faaliyete geçmesi için bize konteyner tahsis edilmesini istiyoruz.Günde 1500’e yakın kişinin “Bu ilaçları doğru kullanıp kullanmadıklarını, kendi ilaçları olup olmadıklarını, riskli olup olmadıklarını denetleyemeyiz. . Bazı ilaçların kontrol altına alınması gerekiyor, sadece ihtiyacı olanlara ulaşması gerekiyor. Kendi bilgisayarlarımızı yapamıyoruz” dedi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu